Geçtiğimiz günlerde, bir sosyal medya videosu aracılığıyla paylaşılan ve kısa sürede büyük bir yankı uyandıran insani bir dram yaşandı. Savaşın ortasında yalnızca kimlikleri yüzünden hedef haline gelen genç bireyler, "Abinin selamı var" diyerek tanımadıkları kişiler tarafından saldırıya uğradı. Bu olay, sadece bir nefret suçundan ziyade, savaş halindeki ülkelerde bireylerin savunmasız durumunu bir kez daha gözler önüne serdi. Etek giydirip darp edilen gençler, hem fiziksel hem de psikolojik olarak zor bir süreçten geçmek durumunda kaldı. Olayın detayları ise dikkat çekici ve bir o kadar sarsıcı.
Olay, sosyal medya üzerinden yayılan bir görüntüyle ortaya çıktı. Yıllardır süregelen savaşın yarattığı kaos ve belirsizlik ortamında, özellikle cinsel yönelimleri yüzünden hedef haline gelen bireylerin maruz kaldığı durumlar, artık halkın gündeminden düşmüyor. Gözaltına alınan iki genç erkek, "Abinin selamı var" ifadesiyle birlikte bilinçli bir nefret eyleminin kurbanı oldular. Saldırıya uğrayan bireylerin yaşadığı travma, hala devam ediyor. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerinin ardından başlayan tartışmalar, sadece saldırının büyüklüğü ile sınırlı kalmadı; aynı zamanda toplumsal cinsiyet ve eşcinsellik konularında da geniş bir tartışma ortamı oluşturdu.
Savaş halindeki ülkelerde eşcinsellere yönelik saldırılar, ne yazık ki yeni bir olgu değil. Ancak, bu tür bir olayın bu şekilde kaydedilmesi ve sosyal medyada yayılması, toplumsal bir uyanışı da beraberinde getirdi. Mağdurların hikayesi, insanların gözlerinin önüne serildiğinde, pek çok kişi duygusal bir tepki verdi. Saldırı sonrası, hastaneye kaldırılan iki genç, fiziksel yaralarının yanı sıra psikolojik olarak da ciddi bir travma yaşadı. Aileleri ve yakınları, bu tür nefret eylemlerinin son bulmasını umuyorlar.
Uluslararası insan hakları kuruluşları, dünya genelindeki eşcinsellere yönelik nefret suçlarını sürekli izlemekte ve raporlamaktadır. Ancak son dönemde yaşanan bu tür olaylar, bu suçların artış gösterdiğini açıkça ortaya koymakta. İnsanların cinsel yönelimleri nedeniyle hedef haline getirilmesi, evrensel insan haklarına aykırıdır. Bu tür saldırılar, sadece bireysel bir sorunun ötesinde, toplumsal yapıda köklü bir değişiklik talep etmektedir. Artık insanlar, anlık öfke ve nefretle hareket eden bireylerin yaptıklarının cezasız kalmamasını talep ediyor.
Etek giydirilen ve darp edilen gençlerin yaşadığı olay, pek çok kişi tarafından kınandı. Sosyal medya platformlarında #NefreteSon ve #EşitİnsanlarEtiketleri ile başlayan kampanyalar, meseleye dikkat çekmeyi ve benzer saldırıların önüne geçmeyi amaçlıyor. Ancak sadece sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımların yetersiz olduğu görüşü, toplumda geniş yankı bulmuş durumda. İlgili dernekler, bu tür olayların tekrarlanmaması için kamusal alanlarda daha fazla bilinçlendirme çalışması yapmayı hedefliyor.
Olay sonrası, yetkililerin duruma ne şekilde müdahale edeceği merakla bekleniyor. Eşcinsel bireylere yönelik saldırıların önlenmesi için yasaların güçlendirilmesi, her bireyin eşit haklara sahip olduğu bir toplum yaratmanın temel taşıdır. Bu tür nefret dolu eylemler, sadece mağdurları değil, aileleri ve toplumu da derinden etkilemektedir. Mağdurlara ve ailelerine destek olacak merhamet dolu bir toplumsal yapının inşa edilmesi gerektiği fikri, artık daha fazla insan tarafından benimsenmekte.
Toplumda bu tür düşmanlıkların sona ermesi için, yapılması gereken çok şey var. Eğitim, toplumda cinsiyet eşitliği ve cinsel yönelimlerin kabulü konusunda önemli bir araç olabilir. Genç yaşlardaki bireylere bu meseleler hakkında eğitim verilmesi, geleceğin sağlıklı bireylerini yetiştirmek adına büyük bir adım olacaktır. "Abinin selamı var" ifadesiyle sadece bir nefret eylemi başlatılmakla kalmamış, aynı zamanda insanlık değerlerinin bir kez daha sorgulanmasına neden olmuştur. Unutulmamalıdır ki, her birey eşit haklara sahip olmalıdır; bu temel ilkenin ihlal edilmesi ise kabul edilemez.
Sonuç olarak, savaşın yarattığı korku ve belirsizlik içerisinde bile insanlığa karşı işlenen nefret suçlarının son bulması, toplumsal bir sorumluluktur. Hep birlikte dur demek ve bu konudaki bilinçlenmeyi sağlamak için daha fazla ses çıkarılması gerektiği ortada. "Abinin selamı var" demek, artık bir şaka değil; bir insanlık dramıdır. Bu tür olayların yaşandığı bir toplumda, toplumsal huzurun sağlanması için hepimize düşen görevler vardır.