Filistin’in zor günlerinden geçerken hayatta kalan doktor Neccar, savaşın dehşetinden kaçıp yeni bir umuda yelken açmak için İtalya’ya uçtu. Kendisinin yanında bulunan tek çocuk, bu trajik yolculuğun en son hatırası. Neccar, bir doktor olarak yaşadığı zorlukları ve göç sürecini anlatarak, savaşın çokça unuttuğu insanlığın halini gözler önüne seriyor.
Neccar, Filistin'in tıbbi öncülerinden biri olarak kabul ediliyor. Onun kariyeri, zorlu koşullar altında sağlık hizmeti sunmanın getirdiği büyük zorluklarla başladı. Ancak, son yıllarda yaşanan çatışmalar ve savaş olayları, Neccar’ı sadece bir doktor olarak değil, aynı zamanda bir aile babası olarak da ciddi bir buhrana sürükledi. Geçmişte hastalarına şifa dağıtan doktor, artık kendi çocuğu için bir yaşam savaşı vermek zorunda kaldı. Neccar, bir yandan hastalarına bakarken, diğer yandan ailesinin güvenliğini sağlamak için çırpındı. Bu durum, onun ruhsal ve fiziksel sağlığını derinden etkiledi.
Neccar ve ailesi, bombaların patladığı, yaşamların yok olduğu bir çevrede yaşam mücadelesi verirken, savaşın getirdiği her türlü acıya maruz kaldılar. Hayatta kalabilen son çocuğuyla birlikte bu zor süreci geride bırakmak için yola çıkma kararı aldılar. Filistin’den ayrılma cesareti gösteren Neccar, yeni bir başlangıç arayışında. İtalya, onun için sadece bir ülke değil, aynı zamanda tıpkı kendisi gibi hayatta kalma mücadelesi veren birçok insanın sığındığı bir liman oldu.
İtalya’ya vardıklarında, Neccar ve oğlu için yeni bir hayatın kapıları açıldı. İtalya, göçmenler ve mülteciler için genellikle sıcak bir kucaklaşma sunan bir ülke olarak biliniyor. Neccar, buradaki sağlık sisteminin olanaklarıyla, bir hekim olarak yeniden hayata tutunmayı umuyor. Girişimciliği ve azmi sayesinde hızla adaptasyon sürecini başlatan doktor, yeni bir topluma ayak uydurma çabası içinde.
Bunun yanı sıra, yerel sağlık kuruluşlarının yardım eli uzatması, Neccar’ın iş bulma ve hayatına yeni bir yön verme sürecini kolaylaştırdı. Aynı zamanda, göçmenlerin entegrasyon süreçlerini destekleyen projelerde aktif rol almayı da planlıyor. Neccar, “Savaşın getirdiği travmayı yalnızca benim ve çocuğumun değil, benim gibi birçok insanın yaşadığını biliyorum. Burada, bu travmaları paylaşabileceğimiz bir topluluğa katılmak, benim için çok kıymetli,” diyerek hislerini paylaşıyor.
Neccar, İtalya’ya vardığı gün içerisinde birçok insanın destekleyici tavırlarına şahit oldu. İtalya halkı, kirli savaştan kaçan bu ailenin yaşadığı zorlukları anlamaya çalışarak, empati ile yaklaştılar. Bu karşılaşmalar, Neccar’a umut ve akıl vererek, ailesiyle birlikte yeni bir hayata başlama isteğini artırdı.
Filistin'deki hayatında yaşadığı travmalarla yüzleşmeyi ve yaşadığı her acıyı paylaşmayı isteyen Neccar, İtalya'da insanları bilgilendirmek ve savaşın etkileriyle mücadelenin önemini vurgulamak amacıyla etkinlikler düzenlemeyi planlıyor. İnsanlar arasındaki bu farkındalık, savaşın yalnızca bir bölgeye değil, tüm insanlığa acı verdiğini gösterecek.
Sonuç olarak, Neccar’ın hikayesi, göçmenlerin yaşadığı zorlukları, umutlarını ve yeni başlangıçlarını temsil ediyor. İtalya’ya yaptığı bu yolculuk, sadece bir sığınak bulmanın ötesinde, insanlığın bir araya geldiği bir platform yaratma amacını güdüyor. Filistinli doktor, savaşın getirdiği karamsarlığı aşma çabasını, yaşadığı travmaya tanıklık eden herkesle paylaşma arzusu içerisinde. Umut ışığı arayan tüm savaş mağdurlarına olduğu gibi Neccar ve oğlu için de gelecekte daha iyi günler bağı kurmanın en önemli yolu, insanları bilgilendirmek ve dayanışma ruhunu canlandırmak. Bu yolculuk, birlikte daha güzel yarınlara ulaşmanın ilk adımı olarak değerlendirilmeli.