Başakşehir'de sıradan bir gün, bir ailenin sakinliğini çok kısa bir süre içinde kaybetmesine neden oldu. Olay, sabah saatlerinde bir sokakta meydana geldi ve mahalle halkında büyük bir şok etkisi yarattı. 58 yaşındaki bir kadın, bahçe sulama işi için kullandığı su bidonunu iddiaya göre, komşu baba ve oğlu tarafından yanlış anlaşıldı. Kısa bir tartışma sonucunda sonuçları oldukça kötü olan bir olay meydana geldi. Baba ve oğlu, tartışma esnasında kadının üzerine yürüyerek büyük bir şiddete başvurdu.
Olay, 22 Ekim 2023 tarihinde, sabah saatlerinde gerçekleşti. Görgü tanıklarının ifadelerine göre, kadın bahçesinde su bidonunu doldururken, yan komşuları olan baba ve oğlu, evlerinin önünde bulunuyorlardı. Bidonun kullanımı konusunda yapılan yorumlar önce tartışmaya, ardından da fiziksel bir çatışmaya dönüştü. Kadının, bu bağlamda kendini savunma çabası ise durumu daha da kötüleştirdi. Olayı gören mahalle sakinleri, hemen durumu polise bildirdi. Olay yerine intikal eden güvenlik güçleri, kadının ciddi yaralar aldığı ve acil tıbbi müdahaleye ihtiyaç duyduğu bilgisini aldı.
Olay yerine gelen sağlık ekipleri, yaralı kadına ilk müdahaleyi yaparak, en yakın hastaneye kaldırdı. Hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenilen kadının psikolojik durumu üzerine mahallenin sosyal hizmet uzmanları tarafından destek verildi. Olayın ardından baba ve oğlu polis tarafından gözaltına alındı. Yapılan ilk sorgulamalarda, şahısların "Sadece kendimizi savunduk" şeklinde benzer ifadeler verdiği ortaya çıktı. Ancak bu savunmanın, kadına uygulanan şiddeti haklı çıkarıp çıkarmayacağı konusundaki tartışmalar devam ediyor.
Bu olay, İstanbul'un Başakşehir ilçesinde yaşanan bir başka kadına yönelik şiddet olayı olarak kayıtlara geçti. Kadına içkinin bir panzehiri gibi görüldüğü bu durum, türdeş olayların toplum üzerinde yarattığı travmanın sadece bir yansıması. Olayın ardından sosyal medya platformlarında başlatılan kampanyalarda, "kadına yönelik şiddeti sona erdirmeliyiz" diye haykıranlar çoğunluktaydı. Paylaşımlar ve yorumlar, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda daha fazla bilgilendirme ve eğitimin gerekliliğini ortaya koydu.
Başakşehir'de yaşanan bu olay, aynı zamanda Türkiye'deki kadına yönelik şiddetle mücadele etme çabalarının ne denli önemli olduğunun altını çizmektedir. Birçok sivil toplum kuruluşu, bu tür olayların tekrarlanmaması için bilinçlendirme çalışmaları yürütmektedir. "Kadına Yönelik Şiddeti Önleme" konusunda yapılan eğitimlerin artırılması çağrısı yapılırken, bireylerin de kendi içindeki öfkeyi kontrol altına almayı öğrenmesi gerektiği vurgulandı.
Son olarak, başta aile içi ilişkiler olmak üzere, toplumsal ilişkilerde yaşanan iletişimsizlik ve yanlış anlaşılmalar, büyük sorunlara yol açabilmektedir. Bu tür olayları önlemenin yolu, öfke kontrolü ve sağlıklı iletişim kurmaktan geçiyor. Bu olay, Başakşehir'de yaşanan korkunç bir anı olarak hatırlanacak fakat aynı zamanda, toplumun genelinde bir farkındalık yaratmak için de bir çağrı niteliğinde.
Olayla ilgili hukuki süreç de başladı. Baba ve oğlu, mahkemeye sevk edilerek yargılanacaklar. Kadına yönelik şiddetin tedavi edilmesi gereken bir problem olduğu gerçeği, her kesimden insanın bu durumu ele alması gerektiğini gösteriyor. Başakşehir'deki bu durum, hükümetin ve sivil toplumun kadına yönelik şiddette ısrarcı ve sürekli çözümler üretmesinin önemini bir kez daha hatırlatıyor.