75 yaşındaki Durmuş Dede, Anadolu'nun köklü zanaatlarından birini ustalıkla icra eden son ustalardan biri olarak dikkatleri üzerine çekiyor. Zamanın hızla değiştiği ve teknolojinin hayatın her alanına hakim olduğu günümüzde, Durmuş Dede’nin gösterdiği azim ve kararlılık, geleneksel el sanatlarının ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Geleneksel zanaatlerin günümüzdeki yerini, toplum üzerindeki etkilerini ve genç nesillere aktarma çabasını konuşmak, bu haberdeki amacımız.
Durmuş Dede, zanaatına 20 yaşında başlamış. O dönemde, köylerinde bu işle gelen birçok ustanın omin olduğunu ve onların yanlarında çıraklık yaptığını anlatıyor. "Her gün sabah erkenden kalkar, ustalarla birlikte atölyeye giderdim. İşin inceliklerini öğrenmek için uzun saatler çalıştım" diyor. 55 yıldır bu mesleği icra eden Durmuş Dede, yıllar içinde birçok önemli ustadan eğitim alarak kendini geliştirmiş. Tecrübesi, onu sadece bir zanaatkar değil, aynı zamanda bir öğretmen yapmış. Günümüzde zanaatını genç nesillere aktarmak için atölyeler düzenliyor ve ilkokuldan itibaren çocuklarla buluşarak, el sanatlarının önemini vurguluyor.
Ancak zamanla teknoloji ilerlediği için zanaatının değerinin azaldığını düşünen Durmuş Dede, bu değişime rağmen azimle çalışmaya devam ediyor. "Gençler bu işi öğrenmek istemiyor, çünkü kolay kazanılan paralar daha cazip geliyor. Ama eğer biz bu sanatı yaşatmazsak, gelecekte zanaatlarımız kaybolacak" ifadeleriyle genç nesillere yönelik bir mesaj veriyor. Durmuş Dede'nin zanaatı, sadece el becerisiyle sınırlı değil; aynı zamanda bir kültür mirasıdır. Her ürün, geçmişten günümüze uzanan bir hikaye taşır.
Meslek hayatı boyunca pek çok ödül ve takdir alan Durmuş Dede, zanaatının yaşatılması adına çeşitli organizasyonlarla iş birliği yaparak, atölyeler düzenliyor. Gençlere ilham vermenin yanı sıra, toplumun bu konudaki bilincini artırmak adına çalışmalar yapıyor. Bugüne kadar yüzlerce çocuğa zanaatini aktaran Durmuş Dede, kendi öğretilerinin ve deneyimlerinin gelecek nesillere ulaşması için çabalıyor. Zamanla kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya kalan el sanatlarının yaşatılması için mücadelesini sürdüren bu değerli usta, toplumun kültür mirasını korumak adına hayati bir rol üstleniyor.
Şu anda ise, kış aylarının gelmesiyle birlikte atölyesinde yoğun bir sezon geçiren Durmuş Dede, siparişlerini yetiştirmek için ardı ardına çalışıyor. “Benim için bu iş, bir yaşam biçimi. İşi sevmek kadar, ona emek vermek de çok önemli” diyerek, zanaatın sadece bir meslek değil, bir yaşam tarzı olduğunu vurguluyor. Durmuş Dede’nin hayatına ve zanaatine dair detayları, görsellerle çerçevelenmiş bir sergiyle de sergilemek amacıyla çalışmalar yapılıyor.
Sonuç olarak, Durmuş Dede gibi ustaların, yalnızca başarılı birer zanaatkar değil, aynı zamanda kültürel birer taşıyıcı oldukları da gözden kaçmamalıdır. Onların gösterdiği çaba ve özveri sayesinde, geleneksel el sanatları unutulmaktan kurtulacak ve gelecek nesillere aktarılacak. Durmuş Dede, zamana meydan okuma mücadelesini sürdürürken, onu örnek alan gençlerle birlikte bu sanatı yaşatmaya devam edecektir.